Peki neydi bu sponsorluk kavramı?
Bir kurum veya kuruluşun bir sporcuya, kulübe, organizasyona, spor tesislerine yaptığı yatırımı spor sponsorluğu olarak değerlendiriyoruz. Birçok büyük şirket bireylerin bilinçaltında var olmak, belli bir imaj yaratmak veya imajını güçlendirmek için sponsorluk alanında yatırımlar yapıyor. Böylece yaptığı bu yatırımlarla rakiplerine karşı belli bir avantaj kazanıyor ve marka değerini arttırıyor. Günümüzün endüstrileşmiş futbolunda fast-foodtan teknolojiye, bankacılıktan spor ürünleri üreten birçok firmaya kadar çoğu markanın sponsorluk yatırımları yaptığını görüyoruz.
Sponsorluk gelirlerindeki bu uçurumu baktığımızda ise futbol kalitesi ve dolayısıyla dünyanın her yerinden büyük ligleri gösterilen ilgi karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla, firmaların markalaşabilmiş, uluslararası üne sahip olan yani globalleşmiş kulüplere yatırım yaptığını görüyoruz. Zirveye baktığımızda 93 milyon dolarla FC Chelsea ilk sıraya sahip. Onu sırasıyla izleyen takımlar ise Bayern Münih ve Manchester United. Tabiî ki bunlar geçen yılın istatistikleri. Güncel sponsorluk anlaşmalarına baktığımızda sponsorluk ücretlerinin daha da arttığını görüyoruz. Mesela Arsenal’in Emirates ile imzalanmış 100 milyon sterlin değerinde bir anlaşması var.
Bu büyük yatırımların firmalara sağladığı kazançlar ise gerçekten çok büyük. Sponsorluk yatırımları sayesinde dünyada 3 milyar insana imajlarını tanıtıp, tanınırlıklarını arttırıyorlar. Bu da satış oranlarında önemli bir yükselme demek. Bu imaj çalışmalarına en büyük örnek şüphesiz Coca-Cola. Yapılan anketlerde Dünya Kupası denince her 100 kişiden 51’inin aklına Coca-Cola geliyor. Buna sebep olan en büyük neden, Coca-Cola’nın 72 yıldır Dünya Kupasının resmi sponsoru olması. Coca-Cola yöneticileri elde ettikleri büyük karın farkında olmalılar ki, 2022 yılında kadar Dünya Kupası’nın resmi sponsorluğuna devam edecekler. Diğer bir örnek ise Adidas. Adidas 8 yıllık bir sürede Dünya Kupası sponsoru olmak için 350 milyon dolar ödeyecek. Fakat Adidas yöneticisi Thomas van Schaik, buna değdiği görüşünde. Schaik, ''90 dakika bir ürünümüzü, sahadaki topu televizyonlarda seyrettiriyoruz'' diyor. Sahayı çevreleyen reklam panoları, futbolcuların ayakkabıları ise işin cabası. Dünya Kupası resmi futbol toplarını üreten Adidas, 2002 yılında bu toplardan 6 milyon adet satmış. 2006 yılındaki satış miktarları ise 15 milyon civarında. Bu da yaptığı yatırımların kendisine dönüşü demek.
Bir de futbolcularla imzalanan kişisel sponsorluk anlaşmaları var. Tabiî ki bunun bedava malzemeden ibaret olduğunu düşünmek yanlış olur. Firmalar büyük paralar ödeyerek oyunculara sponsor oluyor, onlara reklam kampanyalarında yer veriyor. Bu alanda akla ilk gelen isim şüphesiz ki başlı başına bir marka olan David Beckham. Beckham sadece bir futbolcu değil, aynı zamanda günümüz modasının en önemli ikonlarından birisi. Son yıllarda eski formunda olmasa da hala çok kazanıyor. Son birkaç seneye baktığımızda sektörde en önemli isimlerden biri Ronaldinho. Sony Ericcson, Nike, Pepsi, Algida gibi markaların reklam kampanyalarında boy gösteren yıldız, en çok kazanan futbolcular listesinde ilk sıraya oturmuş durumda. Futbolcularla yapılan anlaşmalar, saha içinde firmanın ürünlerini kullanmaktan ibaret değil. Firma, oyuncunun saha dışı davranışlarından fiziksel imajına kadar birçok noktada belirleyici rol oynuyor. Hatta oyuncunun başka bir kulübe transfer olmasında aracılık etme görevini de üstleniyor.
Dönüp Türkiye’yi incelediğimizde ise, sponsorluk kavramının bizde eskilere dayanmadığını ve yeni yeni geliştiğini görüyoruz. Türk futbolundaki sponsorluk pastasına baktığımızda büyük payın 3 büyüklere gittiğini görüyoruz. 65 milyon dolarlık bu pastanın %30’u bu kulüplere gidiyor. Zirvede 8.5 milyon dolarla Fenerbahçe var.
Turnuva ve lig bazında sponsorluklar incelendiğinde ise son yıllarında önemli gelişmeler mevcut. Türkiye 1. ligi, 1999-2000 sezonundan beri çeşitli firmaların isimleri altında oynanıyor: Telsim 1. Ligi, Turkcell Süper Lig vb… Türkiye Kupası ise 2 sezondur Fortis’in sponsorluğu altında Fortis Türkiye Kupası şeklinde oynanıyor. Bu sponsorlukların Türk futbolu için çok önemli bir mali destek olduğu ise yadsınamaz bir gerçek.
Sonuç olarak sponsorluk kavramını genel olarak değerlendirdiğimizde futbol ve iş dünyasının çok büyük kazançlar sağladığını görüyoruz. Sponsor firmalar, imajlarını milyarlarla ifade edilen çok geniş kitlelere ulaştırıyor; futbol dünyası ise kulübünden oyuncusuna milyarlarca dolar gelir elde ediyor. Sponsorların futbolda kapitalizm rüzgarıyla amatör ruhu öldürüp oyun kalitesini düşürdüğü şeklinde birçok görüş olmasın rağmen, sponsorluğun futbol sektörüne yaptığı katkı çok büyük.
2 yorum:
Öncelikle şahane bir inceleme ve yazı olmuş, tebrik ederim.
Sponsorluk yoluyla markayı kitlelere duyurmak son dönemin en gözde uygulamalarından birisi. Bir kere televizyonda dönüp duran spot reklamlara göre daha etkili ve sürekli. Ancak buna rağmen Türk firmalarının sponsorluk anlamında fazla bir çaba gösterdiği kanaatinde de değilim. Sizce bunun nedeni ne?
teşekkürler öncelikle. bence bunun nedeni özellikle sporda sponsorluk kavramının tam oturmamış olması. diğer ülkelerle karşılaştırdığımız zaman biz de spor yeterince özerk ve profesyonel değil. fakat öyle gözüküyorki son yıllarda firmalarımız sponsorluk kavramının önemini anlamaya başaldılar. Lig ve takım isimlerinde eklenen firma isimlerideki artış bunun bir göstergesi...
Yorum Gönder