11 Mayıs 2008 Pazar

NE KADAR FARKLILAŞABİLİRSİN?

Son yıllarda "farklılaştırma" stratejileri, markaların piyasada tutunma ve tüketicinin gözünde bir yer edinme yolunda tercih ettiği popüler bir yol haline geldi. Bugün en basit materyali bile akıl almaz yollardan evirip çevirerek, karşı konulmaz bir hale getirebiliyorlar.



Bu konuda benim favorim "Pınar Beyaz". Bir kere öyle tatlı, sevimli ve zeka küpü gibi veletleri o reklamlarda oynatmaları hoş bir hareket olmuş. Sloganları zaten gayet çarpıcı ve hedef kitleyi belli eder durumda; "Çocuklara kahvaltıyı sevdiren Beyaz..!". Şöyle bir bakıldığında, alt tarafı "beyaz peynir" diyor insan ama o kadar can alıcı bir noktadan vuruyorlar ki. Hatırlarım, annem de bana kahvaltıda peynir yedireceğim diye bin türlü yola başvururdu, ama şimdi o çocukların büyük bir iştah ve eğlenceyle peynire adeta saldırmaları, insanları özellikle anneleri bu konuda teşvik eder nitelikte olur diye düşünüyorum.



Bu konuda diğer bir marka ise Mc Donald's. "Mc Cafe" adıyla piyasaya sürdükleri hazır kahveleri kendi "core product"ları olan Hamburgerle özdeşleştirmeleri gerçekten etkileyici bir çalışma olmuş. Gerçi kahve yanında Fastfood, ne kadar uğraşılsa da bizim insanımızda büyük bir patlama yapmaz diye düşünüyorum.

´
Öte yandan "farklılaştırma" mevzusu sadece markalarda değil, insanlarımızda da mevcut. Hemen örneklendirecek olursak, daha çok ilgi ve reyting çekmek adına spor haberlerinin bayanlar sunucular tarafından tarafından sunulması -özellikle NTV'de Burcu Esmersoy- akıllara gelebilir.
Bir başka örnek ise, ben ve arkadaşlarımı her şampiyonlar ligi maçında çileden çıkaran "Ertem Şener"dir. Bu "özgün" kişilik, Ronaldinho'ya "Adeta, çölde bir vaha.." şeklinde övgüler yağdırmış, bununla kalmayıp Rooney ve Ronaldinho'yu karşılaştırırken de "Ronaldinho çölde bir vahaysa, Rooney de bir kutup yıldızı.." şeklinde bir yorumda bulunmuştur. Kendisi katıldığı Beyaz Show'da bu yorumların yapmasının nedenini "farklılaştırma" olarak açıklamış, farklı olup Tv piyasasında tutunmalıyım şeklinde bir açıklama yapmıştır.

Her ne kadar "farklılaştırma" güzide bir yordam olsa da, Ertem Şener bizi bu kavramdan soğuttu. Sözü bir Ilker Yasin deyişiyle bitirmek isterim; " Döndürmeyin Ertem'i, yapmayın çocuklar..".

1 yorum:

Melike Demirbağ Kaplan dedi ki...

Fantastik bir adam o ya. Farklılaştırma lafını da bir yerden duymuştur, yoksa toplam 300 kelimeyle konuşan bir insan kendisi.